Sistemik Dizim/Aile Dizimi

Aile dizimi 1990’lı yılların başlarında Alman filozof, psikoterapist Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş bir yöntemdir. Bu yöntem bireyi ve bireyin bahsettiğini sorunları, geniş bir çerçeveden bakarak fenomenolojik bir yaklaşımla ele alır.

Son yıllarda “sistemik dizim” diye adlandırılan bu çalışma aileyi bir sistem olarak kabul eder. Kişinin içine doğduğu aile, ataları, bulunduğu coğrafya, doğduğu ve büyüdüğü yıllar, ülkesinde ve hatta dünyada olan “Greater Forces” dediğimiz doğal felaketler, savaşlar, göçler, ekonomik çalkantılar gibi büyük olaylar sisteme dahil halkalarıdır ve birey üzerinde çok etkilidir.

Sistemik dizimin hedefi, sistemik alanda örtülü olanı ortaya çıkarmak, kişiye anlamak ve dönüştürmek istediği konu (sosyal ve özel ilişkilerdeki zorluklar, boşanma, şiddet, öfke, korku ve endişeler, maddi sorunlar, vs.) hakkında katılımcıların temsili ile bir harita sunmaktır. Böylelikle, danışan sorununa farklı ve geniş açıdan bakma olanağı bulur. Yargıdan uzak, sadece yaşanmış gerçeklerle ilgili bu çalışma, danışanın harekete ve çözüme yönelebileceği noktada sonlandırılır. Sistemik dizim grup uygulaması olarak başlamışsa da çeşitli nesneler kullanılarak bireysel olarak da uygulanabilir.

Kelimelerle anlatması kolay olmayan ancak deneyimlendiğinde bizi zenginleştiren bu çalışmayı Stephan Hausner’ın bir benzetmesi ile özetleyebilirim; “Hayat eski bir film rulosuna benzer, sistemik dizim çalışması ile filmi bir noktada durdurup, o film karesinin içine girip küçük değişiklikler yaparak belki de filmin gidiş yönünü değiştirebiliriz.”

Ruhumuzun derinliklerine dokunan sistemik dizim ile hem geçmişi hem de geleceği şifalandırırız.